Son yıllarda Amerika Birleşik Devletleri tarihinin en kitlesel ve yaratıcı ırkçılık karşıtı hareketlerinden birinin belirleyici olduğu bir ortamda, sosyalizme
“Rosa Luxemburg” felsefi bir biyografiden çok daha fazlasıdır. Kadın, düşünür, örgütçü ve devrimci olarak Luxemburg’un sempatik ve eleştirel bir
Gramsci’nin hegemonya anlayışı insani bilimler, sosyoloji ve tarih gibi pek çok alanda yaygın bir şekilde kabul görmektedir. Onun bu
1861-1963 Elyazmaları’nda Marx gerçekliğe, gerçeğin asli yapısına girerek kavramı oluşturan diyalektik söylemin talep ettiği yeni kategoriler oluşturur (Şekil 2)
Köstebek Kolektif olarak Raya Dunayevskaya’nın “Rosa Luxemburg, Kadın Özgürlüğü ve Marx’ın Devrim Felsefesi” kitabını Türkçeye kazandırıyoruz. Hazırlayacağımız kitap Dunayevskaya’nın
1970’lerde gerçekleşen üç çok farklı olay bu çalışmayı teşvik etmiştir. Bir. Marx’ın kaleminden çıkan son yazıların transkripsiyonu, Karl Marx’ın
Politik öykü Engels’in diyalektiği, “diyalektik materyalizm” başlığı altında ilkeleştirmesiyle başlar. İlk kez Anti-Dühring (1878) adlı çalışmasında önerilmiş bu ilkeler
Başka bir yerde yaygın olarak savunduğum gibi, Marksizm’in felsefesi olarak ‘diyalektik materyalizm’ mevcut değildir. Nitekim Marx’ın Joseph Weydemeyer’e
Pod Znamenem Marksizma’nın genel amaçları hakkında gerekli olan her şeyi, bu derginin 1. ve 2. sayısında zaten söylemiş, hem de
Giriş: Yakın Dönemin Med Cezirleri Zaman çok şeyi değiştiriyor. Peki zaman, insanın ve toplumun dışında bir şey mi?