Deprecated: Redux::setHelpTab ilevi, Redux 4.3 sürümünden bu yana kullanımdan kaldırılmıştır. Bunun yerine Redux::set_help_tab( $opt_name, $tab ) kullanın. in /var/www/vhosts/kostebek-kolektif.org/httpdocs/wp-includes/functions.php on line 5453

Deprecated: Redux::setHelpSidebar ilevi, Redux 4.3 sürümünden bu yana kullanımdan kaldırılmıştır. Bunun yerine Redux::set_help_sidebar( $opt_name, $content ) kullanın. in /var/www/vhosts/kostebek-kolektif.org/httpdocs/wp-includes/functions.php on line 5453
Hegemonya ve Müdahale: Alan Shandro’nun Lenin’i - Paul Blackledge (3) - Köstebek Kolektif

Hegemonya ve Müdahale: Alan Shandro’nun Lenin’i – Paul Blackledge (3)

In Açık Seçki, Çeviri, Devrim, Kitap, Örgütlenme

Lenin, reform mücadelesinin organik sınırlamaları olarak gördüğü şeylerle mücadele ederek devrimci siyaseti güçlendirmeye çalıştı. “Zemstvo’nun Zalimleri ve Liberalizmin Hanniballeri” (1901) başlıklı yazısında çevik bir şekilde tartıştığı gibi, “yalnızca ‘nihai amacı’ sürekli olarak göz önünde bulundurarak, yalnızca ‘hareket’in her adımını ve her reformu genel devrimci mücadele açısından değerlendirerek, hareketi yanlış adımlardan ve utanç verici hatalardan korumak mümkündür” (Lenin 1960-1970, Cilt 5, 74). Bu yaklaşım, Erfurt Programı’nın minimum ve maksimum talepleri arasındaki ayrımı açık bir şekilde temel alırken, aynı zamanda bu çerçevenin ötesine de işaret etmektedir. Çünkü Lenin, mücadeledeki her momenti Lukács’ın daha sonra “devrimin güncelliği” olarak adlandıracağı perspektiften değerlendirerek, güncel hareketin sürekli olarak nihai hedef perspektifinden eleştirildiği araçlar ve amaçlar arasındaki ilişkiye dair diyalektik bir açıklama önerdi (Lukács 1970, s. 9-13). Azami ve asgari talepler arasındaki ilişkinin bu doğrusal olmayan modeli, Marksizm içindeki kaderciliğin son kalıntılarından birinden kopuşun sinyalini verdi (Shandro 2021, 26; 197).

Lenin, reformistlerin, devrimcilerin ve her türden diğer siyasi eğilimlerin toplumsal hareketler içinde hegemonya için mücadele ettiğini ayırt etti. Sonuç olarak, eğer işçilerin ve diğer grupların bu mücadelelerin sosyalist potansiyelini gerçekleştirmelerine yardım etmek istiyorlarsa, sosyalistlerin belirli mücadelelerin amigolarından daha fazlası olarak hareket etmeleri gerektiğinde ısrar etti (Shandro 2021, 189). Toplumsal hareketler içindeki çekişmeli ilişkiler açısından anlaşıldığında, Lenin’in sınıf bilincinin işçi sınıfına dışarıdan geldiği iddiasını, Marksizm öncesi elitizme diyalektik olmayan bir gerileme olarak değil, daha çok sosyalistler, mücadeleleri nihai sosyalizm hedefine doğru daha geniş bir hareket halinde birbirine bağlamak amacıyla spesifik mücadelelere müdahale ederken, sınıf mücadelesi içindeki gerekli öznel unsur olarak anlamak gerekir (Shandro 2021, 26). Bu, Marx’ın Marksist olmadan önce söylediği gibi, işçilerin devrimin kas gücü olarak hareket etmesi ve filozofların beyni olarak hareket etmesi meselesi değildir (Marx 1975, 257). Bilakis, Lenin yakıcı bir pratik soruna değindi: Kautsky’nin Menşevik takipçilerinin derinleştikçe tamamen proleter hegemonyasının ifadesi olacağına inandıkları sayısız yerel mücadelelerin, içlerindeki kendiliğinden burjuva unsurların üstesinden gelinip aktif olarak bir araya getirilmesi ve daha geniş bir sosyalizm stratejisine yönlendirilmesi nasıl sağlanacaktır (Shandro 2021, 166)?

Aslında, Shandro’nun işaret ettiği gibi, Lenin’in sosyalizm fikri bu mücadelelere dayatılmamakta, daha ziyade geçmiş mücadelelerden alınan derslerin damıtılması olarak hizmet etmektedir. Gerçekten de, Marksizm’den elitist bir geri çekilme olması şöyle dursun, Shandro bize, aşağıdan hareketle kritik iç içe geçme yoluyla “Leninizm”in, Marksizm içinde aşağıdan kendiliğinden hareketlerden fiilen öğrenecek eğilimin en yüksek ifadesi olduğunu gösterir (Shandro 2021, 147; 200). Ve Lenin’in iradeciliğine dair var olan mitin tersine, bu dersler, Bolşevik siyasi müdahalelerinin dayandığı temeli oluşturur.

Bu mercek, Lenin ile genç Kautsky arasındaki gerçek farkı gösteriyor. Sınıf bilincinin işçi sınıfına dışarıdan geldiğine dair (elitist olmayan) iddiaları arasındaki biçimsel benzerliklere rağmen, Kautsky, güncel işçi mücadeleleri ile sosyalizm mücadelesi arasında doğrusal bir ilişki varsayar. Lenin ise, toplumdaki baskın fikirler egemen sınıfın fikirleri olduğundan, Shandro’nun da dediği gibi, kendiliğinden işçi sınıfı hareketlerinin “proleter deneyimin ve burjuvazinin ideolojik etkisinin çelişkili birliği” ile karakterize olacağını kabul eder (Shandro 2021, 199-200). İşçi hareketi içinde sosyalizme yönelik kendiliğinden eğilimler, işçilerin sosyalist fikirlere açık hale gelebileceği anlamına geliyorduysa, burjuva ideolojisinin işçi sınıfı içinde de kendiliğinden yeniden üretilmesi de bu yöndeki ilerlemenin otomatik olmadığı anlamına geliyordu (Shandro 2021, 134). Sonuç olarak, sınıf mücadelesinde sosyalist fikirlerin hegemonyası zorunlu olarak gerçekleşmez, bunun için savaşılması gerekir.

Lenin, Marksist teoride parti ve sınıf arasındaki ayrımı bu anlayış temelinde açıklamıştır. Bu terimleri sistematik olmayan ve çoğu zaman çelişkili biçimlerde kullanan ve siyasetlerinde kaderciliğin izleri bulunan Marx ve Engels’in, bu ilişkinin “verili olarak kurulmuş” olduğunu düşünen Kautsky’nin ve “sosyal demokrasinin … proletaryanın kendisi olduğunu” iddia eden Luxemburg’un aksine (Johnston 1967; Shandro 2021, 75; 185; Molyneux 1978), Lenin, ancak sosyalizm hedefine yönelmiş görece homojen bir militan grubu olarak sosyalist parti ile çok sayıda bireysel inançla karakterize olan ve sayısız yerel mücadeleye katılan heterojen bir grup olarak işçi sınıfı arasındaki açık bir ayrım yapılması halinde partinin müdahalelerini somut mücadeleler içinde düzgün bir şekilde gerçekleştirebileceğini kabul eder. Lenin’e göre, sosyalist bir öncü partinin amacı, sosyalist dönüşümün faili olarak işçi sınıfının yerine geçmek değil, daha ziyade işçi sınıfı içinde sosyalizm için hegemonya kazanmak ve daha genel olarak da toplum içinde işçi sınıfının hegemonya kazanmasını sağlamaktı. Böylece işçi sınıfı toplumun sosyalist dönüşümünün önde gelen öznesi olarak potansiyelini gerçekleştirebilirdi (Shandro 2021, 173-4; Harman 1968-9). [Lenin] bu perspektifi, Marx’ın Komünist Manifesto‘da ana hatlarıyla belirttiği siyaset yaklaşımı üzerine inşa etti, ancak bunu işçi hareketi içinde sosyalist ilerlemenin önündeki içsel engellerin çok daha net bir farkındalığı temelinde yaptı.

Bu anlayışın temel bir sonucu şuydu: Marx ve Engels, işçi partisinin liberalizmden siyasi bağımsızlığı için savaşırken (Nimtz 2014a, s. 20; 23; Marx ve Engels 1974), Lenin, işçi hareketi içinde orta sınıf unsurlarının burjuva fikirler üzerinde tekeli olmadığını, bu yüzden partinin, burjuva ideolojisinin diğer kanalı olan kurumsallaşmış işçi sınıfı reformizminden siyasi bağımsızlığını koruması gerektiğini söyler. Ancak bunu yaparak, işçilerin liberalizme tabi hale gelmemelerini sağlamak için mücadelelerine müdahale etmeyi umabilirdi (Shandro 2021, 200).

Bu yaklaşımın yeniliği, hem Lih’in Lenin’i bir Rus Kautskyci rolüne indirgeme girişiminin, hem de Nimtz’in, Lenin’in yalnızca Marx ve Engels’in reformizm analizini alıp ona uyduğu iddiasının kusurlarını ortaya çıkarmasıdır (Blackledge 2006a; yakında yayınlanacak). Lenin’in işçi sınıfı reformizminin kendiliğinden doğasına ilişkin açıklaması, yalnızca Kautsky’nin değil, Marx ve Engels’in yazılarında bulunandan da çok daha güçlü bir işçi sınıfı reformizmi anlayışını akla getirir.

Ne yazık ki, Lenin’in işçi sınıfı reformizminin kendiliğinden karakterine ilişkin modelinin temel gücü, onu çok daha az kullanışlı olan işçi aristokrasisi kavramıyla birleştirmeye çalışmasıyla bir ölçüde zayıfladı. Lenin’i geçen yüzyılın ilk on yıllarında Marksist yenilenmenin biricik kaynağı olarak kabul ederek hayal kırıklığı yaratan Shandro (Le Blanc 2015), çoktan tarihin çöp kutusuna atılmış olması gereken işçi aristokrasisi tezini benimsemeye devam ediyor olması üzücüdür (Shandro 2021, 264-5; cf Post 2010). Bununla birlikte, işçi aristokrasisi fikrini Lenin’in düşüncesinden ayırmak ve görüşlerini, modern dünyaya uygun bir Marksist siyasetin temelleri olarak Luxemburg’un işçi bürokrasisinin muhafazakarlığına ilişkin açıklamalarını da içerebilecek daha geniş bir teori içinde işçi sınıfı reformizminin kendiliğinden karakterine entegre etmek nispeten kolaydır.

Shandro’nun işçi aristokrasisi teorisini gereğinden fazla hayranlıkla ele alması talihsizlik olsa da, bu, büyük ölçüde mükemmel bir kitap hakkında nispeten küçük bir şikâyettir. Shandro, Lih’in Ne Yapmalı? için yaptığı kısmen mitolojiden arındırma işini genişleterek, Lenin’in Marksizme olumlu ve kalıcı katkısını yeniden ortaya koydu. Erfurtçu Marksizm, kapitalizm içindeki reformlar için mücadeleler ile ona karşı sosyalizm için mücadele arasındaki ilişkiyi yeterince kavrayamamışken, Lenin, işçi sınıfı deneyiminin ve burjuva ideolojisinin çelişkili birliğini tanıdığı için, bu hareketleri kapitalizm içinde mümkün olanla sınırlama baskısına boyun eğmeden mevcut duruma karşı gerçek harekete hemen entegre olan bir siyaset yaklaşımı geliştirebildi. Bu yaklaşım en iyi şu ünlü iddiasında özetlenmiştir:

“Ama bunun henüz sosyal demokratlık olmadığını; bir sosyal demokratın idealinin sendika sekreterliği değil, nerede yaşanırsa yaşansın, hangi toplumsal katmanı veya sınıfı etkilerse etkilesin, keyfıliğin ve baskının her türlü görünümüne tepki gösterebilen, polis zorbalığının ve kapitalist sömürünün bütün bu görünümlerini bir tek tablo içinde genelleştirebilen, herkesin önünde kendi sosyalist görüşlerini ve demokratik taleplerini anlatmak için, proletaryanın kurtuluş mücadelesinin bütün dünya tarihi açısından önemini tek tek kişilere ve herkese açıklamak için en küçük olanaktan yararlanmayı bilen halkın sözcüsü olması gerektiğini ne kadar vurgulasak azdır”. (Lenin 2011, s. 60)

Shandro’nun bu argümanın felsefi temellerini araştırması, Lenin’in politikasının yenilikçi doğasını, Marx’ın içgörülerinden iradeci ve seçkinci bir geri çekilme olarak değil, Marksist siyaset teorisinin öznel boyutuna ilişkin anlayışımızın diyalektik ve devrimci bir derinleşmesi olarak ortaya koymaktadır. Bu nedenle, solda ciddi ilgiyi hak eden bir kitap yazdı. Shandro’nun kitabı temel bir soruyu sormaktadır: Sosyalistler olarak bizler, bir yandan burjuva ideolojisinin hegemonyasına boyun eğmeden, diğer yandan mezhepçiliğe düşmeden somut siyasi hareketlere nasıl müdahale edeceğiz? Hegemonik bir sosyalist projenin neye benzemesi gerektiğine dair tüm cevapları Lenin tek başına sağlamasa da, Shandro, bize miras bıraktığı içgörüleri bütünleştirmeden bu soruna elverişli bir yaklaşım geliştirmenin imkansız olduğunu gösteriyor. Hem Lenin’in sözde seçkinciliğinin ana akım tarafından reddedilmesine hem de onu yetenekli bir İkinci Enternasyonal Marksisti statüsüne indirgeyen az sayıdaki girişime karşı Shandro, Leninist momentin Marksist siyasetin nihayet olgunlaştığı nokta olduğu iddiasını güçlü bir şekilde yeniden ileri sürer.

Referanslar

Blackledge, Paul 2006a, “What was Done?”, International Socialism 2/111: 111-126.

Harman, Chris, 1968/9, “Party and Class”, International Socialism 35 

Johnson, Carol 1980, “The Problem of Reformism and Marx’s Theory of Fetishism”, New Left Review, 1/119: 70-96.

Le Blanc, Paul 2015 “Lenin’s Revolutionary Marxism” International Socialist Review 97

Lenin, 2011, Ne Yapmalı?, Evrensel Yayınları

Lukács, Georg, 1970, Lenin: A Study in the Unity of His Thought, London: New Left Books.

Marx, Karl 1975, “Critique of Hegel’s Philosophy of Right: Introduction”, in New Left Review ed., Karl Marx: The First International and After, London: Penguin: 243-257.

Marx, Karl and Frederick Engels 1974, “1879 Circular Letter”, in New Left Review ed., Karl Marx: The First International and After, London: Penguin: 360-379.

Molyneux, John 1978, Marxism and the Party, London: Pluto Press.

Nimtz, August 2014a, Lenin’s Electoral Strategy from Marx and Engels through the Revolution of 1905, London: Palgrave.

Post, Charles 2010, “Exploring Working-Class Consciousness: A Critique of the Theory of the ‘Labour Aristocracy’”, Historical Materialism, volume 18, number 4: 3-38.

Shandro, Alan 2021, Lenin ve Hegemonya Mantığı, çev. Özgür Öztürk, Köstebek Kolektif, İstanbul

You may also read!

Gazze’de savaş, Ukrayna’da savaş, ” savaş ekonomisi “… Kapitalizm savaştır, kapitalizme karşı savaş!

Başlamasından 5 ay sonra, İsrail ordusunun Gazze’de yürüttüğü savaş, UNICEF’e göre %70’i kadın ve çocuk olmak üzere, çoğunluğu silahsız

Read More...

Dublin’de İşçi Bayramı Konuşmasından (James Connolly, 1915)

Bay James Connolly, bazı insanların şüphelerine, korkularına ve imalarına rağmen bu yıl muhteşem bir katılım olduğunu söyledi. O gün

Read More...

Karl Liebknecht’in 1 Mayıs 1916 Konuşması

Potsdamerplatz, Berlin’de 1 Mayıs 1916 tarihinde gerçekleştirilmiştir. (Gösteride hazır bulunan bir kişinin raporu) BERLİN, 1 Mayıs. Sabahın çok erken

Read More...

Mobile Sliding Menu