Suriyeli göçmenlere yönelik olarak Kayseri’de başlayan ırkçı saldırılar; dün akşam Hatay, Antep, Konya ve İstanbul gibi birçok noktaya sıçramış ve bir pogroma dönüşmüş durumda. Bu topraklarda daha önce , 6-7 Eylül, Sivas, Çorum, Maraş gibi kışkırtılmış kalabalıklar tarafından gerçekleştirilen katliam ve pogromların bir benzeri yaşanıyor. İktidarın ve patronların çıkarlarını hedef alan herhangi bir eylem için binlerce polis seferber edilebilirken bu saldırılara göz yumulması da devlet onaylı ve destekli bir pogrom girişimiyle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor.
Zafer Partisi gibi kendisini doğrudan doğruya göçmen düşmanlığı üzerinden var eden partilerin ortaya çıkan milliyetçi histerideki rolü açık. Ancak, sözde muhalif, gerçekte ise devlet ve sermaye uzantısı bir parti olan CHP’nin rolünü es geçmemek, CHP teşkilatlarının pek çok yerde saldırılara katıldığını not düşmek ve teşhir etmek gerekiyor.
TC devletinin de aktörü olduğu emperyalist savaş ve işgal sebebiyle ülkelerini terk etmek zorunda kalan; ucuz iş gücü olarak en ağır ve güvencesiz koşullarda çalışarak hayatta kalmaya çalışan göçmenlere yönelen bu saldırılar işçi sınıfı mücadelesinin en acil gündemlerinden biri olmak zorundadır. Aksi takdirde, coğrafyadaki pogrom ve katliamlara yenisinin eklenmesi sessizce izlenmiş olacaktır.
Olayların bugün vardığı yer; işçi sınıfı içerisinde göçmen düşmanlığıyla, mevcut düzenin en önemli sacayakları milliyetçilik ve şovenizmle mücadelenin tarihsel ve temel öneme sahip bir görev olduğunu hepimize hatırlatmalıdır. Bu görev şimdiye kadar fazlasıyla yok sayılmış, ihmal edilmiş durumdadır.
İşçi sınıfı göçmen bir sınıftır. Göçmen işçilerin sınıf mücadelesi tarihinde önemli rolleri olmuştur. Yaşadığımız sorunların sorumlusu göçmen işçiler değil, patronlar ve onların düzenidir. Farklı halklardan olsalar, farklı dilleri konuşsalar ve farklı kültürlere sahip olsalar da işçilerin, bu kapitalist sömürü düzenine karşı çıkarları ve kaderleri birdir. Buna karşılık, devlet ve kapitalist sınıf; biz işçilerin milliyetçilik zehriyle birbirimize düşman olmamızdan, öfkemizi birbirimize yöneltmemizden memnuniyet duyacaktır. Bu ablukayı sınıfsal öfkeyi gerçek adresine; düzene, devlete ve kapitalist sınıfa karşı yönlendirerek, politik sınıf hareketini yükselterek dağıtabiliriz.
Emperyalist savaşlara, milliyetçiliğe ve şovenizme karşı sınıf savaşı!
İşçi Birlikleri
Kaynak: Pogroma Karşı Göçmen Sınıf Kardeşlerimizin Yanındayız