Deprecated: Redux::setHelpTab ilevi, Redux 4.3 sürümünden bu yana kullanımdan kaldırılmıştır. Bunun yerine Redux::set_help_tab( $opt_name, $tab ) kullanın. in /var/www/vhosts/kostebek-kolektif.org/httpdocs/wp-includes/functions.php on line 5453

Deprecated: Redux::setHelpSidebar ilevi, Redux 4.3 sürümünden bu yana kullanımdan kaldırılmıştır. Bunun yerine Redux::set_help_sidebar( $opt_name, $content ) kullanın. in /var/www/vhosts/kostebek-kolektif.org/httpdocs/wp-includes/functions.php on line 5453
İngiltere'de yasal sekiz saatlik işgünü için yapılan 1 Mayıs gösterilerinin tarihi (Edward Aveling, 1896) - Köstebek Kolektif

İngiltere’de yasal sekiz saatlik işgünü için yapılan 1 Mayıs gösterilerinin tarihi (Edward Aveling, 1896)

In Açık Seçki, Çeviri, Emek, Huruçtan Gazel, Proleterya

Hyde Park’ta sekiz saatlik işgünü lehine yapılan büyük 1 Mayıs gösterisinin kökeni ve gelişimine ilişkin kısa bir açıklama tarihsel açıdan ilgi çekici olabilir. Ayrıca, İngiltere’deki herhangi bir ileri hareketle ilgilenirken akılda tutulması gereken iki noktayı ortaya çıkarması açısından da ilginç olacaktır – en azından şimdiye kadar. Herhangi bir ileri yürüyüşün ilk fikri her zaman, ilk başta, küçük bir azınlık tarafından tasarlanır ve işçi sınıfının kitlesi tarafından reddedilir. Ancak azınlık, enerji ve azimle, muhalefete ya da daha da kötüsü çoğunluğun ataletine karşı yavaş yavaş zafer kazanır. İngiliz işçileri bir kez yeni bir fikri benimsediler mi, diğer ülkelerdeki kardeşlerinden aşağı kalmayan bir enerji ve azimle ona sarılır ve onu yayarlar.

Sekiz saatlik yasal iş günü sorunu bir süredir gündemdeydi. Ancak bu yöndeki ilk girişimleri göz ardı ederek ve yalnızca son yıllardaki çok sınırlı ve önemli hareketle ilgilenerek, bu hareketin doğuşuna nüfuz etmek için, 14-21 Temmuz 1889 tarihleri arasında Paris’te düzenlenen Uluslararası Sosyalist İşçiler Kongresi’ne geri dönmeliyiz. Bu Kongre aşağıdaki kararı kabul etmiştir: “1 Mayıs’ta uluslararası gösteri. Belirlenen bir tarihte büyük bir uluslararası gösteri düzenlenecek, böylece tüm ülkelerde ve tüm kentlerde aynı anda, kararlaştırılan aynı günde, işçiler kamu yetkililerini iş gününü yasal olarak sekiz saate indirmeleri konusunda uyaracaklardır… Benzer bir gösteri, Amerikan İşçi Federasyonu tarafından, Aralık 1888’de Saint-Louis’de yapılan Kongresinde 1 Mayıs 1890 için kararlaştırılmış olmasına rağmen, bu tarih uluslararası gösteri için kabul edilmiştir. Çeşitli ulusların işçileri bu gösteriyi kendi ülkelerinin özel durumunun kendilerine dayatacağı koşullar altında gerçekleştirmek zorunda kalacaklardır”.

Bu kararların uygulanmasına yönelik ilk adım İngiltere’de, Ocak 1890’da 1 Mayıs 1890’ı kutlama kararı alan Bloombury Sosyalist Derneği tarafından atıldı. Hemen hemen aynı zamanda, 23 Ocak 1890’da Gaz İşçileri ve Genel Emekçiler Sendikası da benzer bir karar aldı. Bunun üzerine iki dernek bir araya geldi ve 1 Mayıs’ta bir gösteri düzenlemek üzere her birinden beşer kişilik bir komite atandı. Önümde tarihi bir belge var: İngiltere’de bu konuyla ilgili bir konferansa yapılan ilk davet. Bu genelge Paris kararına atıfta bulunuyor ve Gaz İşçileri ve Genel Emekçiler Sendikası ile Bloomsbury Sosyalist Topluluğu adına, çeşitli işçi sınıfı derneklerinden 16 Mart Pazar günü “1 Mayıs gösterisinin İngiltere’de başarılı ve evrensel olması için hangi adımların atılması gerektiğini değerlendirmek üzere” delegeler göndermelerini istiyordu. Genelge, Gaz İşçileri ve Genel Emekçiler Sendikası Genel Sekreteri W. Thorne ve Bloomsbury Sosyalist Derneği üyeleri W. Barlett ve T. Wardle tarafından imzalandı. Toplantıya yetmiş beş delege katıldı. Bir sonraki toplantıda doksan dört olan nispeten yüksek delege sayısı ve bu seçim bölgesinde sergilenen coşku ve enerji, büyük ölçüde Londra işçilerinin hala liman grevinin ve yasal hükümle değil ama işverenlerine baskı yaparak sekiz saatlik iş gününü kazanan gaz işçilerinin büyük zaferinin etkisinde olmasından kaynaklanıyordu. Sekiz saatlik iş gününü ticari bir anlaşmayla elde eden gaz işçileri, yasal bir yaptırım olmadan bunu sürdürmelerinin oldukça zor olacağını anlayacak kadar akıllıydılar ve zaten sadece sekiz saatlik iş günü çalışmalarına rağmen “yasal” harekete ilk katılanlar oldular.

Derneklerinden gösteri günü olarak 1 Mayıs ya da Mayıs ayının ilk Pazar gününü seçmeleri yönünde kesin talimat alan doksan dört delege, 6 Nisan 1890’da yapılan toplantıda, büyük bir çoğunlukla Mayıs ayının ilk Pazar gününü seçmeye karar verdi. Sosyalist derneklerden gelen delegelerin hepsinin Paris Kongresi’nde seçilen tarihten, yani hafta içi bir gün olan 1 Mayıs’tan yana olduğunu söylemeye gerek yok. Ancak İngiliz işçi sınıfının alışkanlıklarına, görece yavaşlığına ve yeni bir fikri benimseme konusundaki aşırı ihtiyatlılığına uygun olarak, Sendikalar ve sosyalizme bağlı olmayan diğer dernekler, gösterinin Pazar günü yapılmasını daha uygun buldular, bu da doğal olarak işe ara verilmemesi anlamına geliyordu. Bu önemli toplantıya davet eden 6 Nisan tarihli genelge de yukarıda adı geçen üç isim tarafından imzalanmıştı. Doksan dört delege tarafından gösteriyi organize etmek üzere bir merkez komite seçildi.

Bu noktaya kadar, Londra’daki işçi örgütlerini temsil ettiği varsayılan Londra Sendikalar Konseyi müzakerelere katılmamış ve sözüm ona aradan çekilmişti. Ancak üyeleri hareketin olağanüstü hızını ve kapsamını gördüklerinde, bu konuda bir şeyler yapmaları gerektiği düşüncesiyle uyandılar. 10 Nisan’da, ilk adımın atılmasından üç ay sonra, Londra Sendikalar Konseyi sekiz saatlik işgünü lehine bir gösteri yapmaya karar verdi, ancak önemli “yasal” kelimesini kullanmadan. Bu organı, kendisine rağmen bile olsa, sekiz saatlik işgünü lehinde açıklama yapmak gibi nispeten hafif bir adım atmaya zorlayan bir şeydi. Ne yazık ki Londra Sendikalar Konseyi, birkaç haftadır ciddi bir şekilde çalışan ve tüm önlemlerini almış olan Merkez Komite’ye danışmadan hareket etti. Sonuç olarak, 1890 yılında, 4 Mayıs gösterisinde iki kortej, iki platform ve iki karar vardı. Londra Sendikalar Konseyi galerilerinde kabul edilen karar şöyleydi: “Londra işçilerinin bu büyük toplantısı, belirli endüstrilerdeki uzun çalışma saatlerinin işsizliğe neden olduğunu, büyük bir sefalete ve sosyal moral bozukluğuna yol açtığını tespit ederek, bu tür kötülükleri hafifletmenin en iyi yolunun çalışma saatlerinin haftada en fazla 48’e indirilmesi olduğuna inanır; aynı şeyi isteyen diğer ülkelerdeki yoldaşları içtenlikle kutlar; Tüm yurttaşlarımızı, ellerindeki tüm meşru yollarla bu sınırı belirlemeyi başarana kadar çabalarını durdurmamaya çağırır ve bu yönde atılacak ilk adım olarak, ülke hükümetini ve yerel olarak oluşturulmuş organları, kontrolleri altındaki tüm iş türleri için bu saat sayısını derhal belirlemeye çağırır; Çeşitli endüstrilerdeki işçileri, hükümet ve yerel istihdamda çalışma saatlerinin bu şekilde azaltılması için her türlü çabayı göstermeye ve ayrıca demiryolları, tramvaylar, kanallar vb. inşası için hiçbir yasa çıkarılmamaya çağırır. Merkez Komite’nin kararı şöyleydi: “Demiryolları, tramvaylar, kanallar vs. inşasına ilişkin hiçbir yasa, çalışma saatlerini günde sekize indiren bir madde içermedikçe Hükümet tarafından onaylanmayacaktır.”

Merkez Komite’nin kararı şöyleydi: “Bu kitlesel toplantı, tüm işçiler için sekiz saatlik uluslararası bir iş gününün oluşturulmasının, işçilerin nihai kurtuluşuna doğru ilk adım olduğunu kabul eder ve tüm ülkelerin hükümetlerine iş gününün yasayla sekiz saat olarak sabitlenmesi gerekliliğine işaret eder”.

Ayrıca, kendi yolunu bulup Merkez Komite’ye katılamayan Sosyal Demokrat Federasyon, kendisine iki platform sağlayan Londra Sendikalar Konseyi‘nde toplanmış ve aşağıdaki mükemmel karar kabul edilmiştir: “Bu toplantı, tüm ticaret ve sanayilerde azami çalışma süresi olarak günde sekiz saat ya da haftada 48 saatin yasal olarak belirlenmesini enerjik bir şekilde destekleyecek, ancak bunun da ötesinde, halkı mevcut endüstriyel kölelikten tamamen kurtarmanın tek yolu olan zenginlik üretim araç ve gereçlerinin tüm toplum tarafından kolektif olarak sahiplenilmesini sağlamak için tüm gücüyle çalışmayı taahhüt edecektir. “

Bu gerçekler, her bir Komitenin nasıl oluştuğu hakkında bir fikir verecektir; Londra Sendikalar Konseyi şunları içeriyordu: Genel sendikalar; Giyim sendikaları; Deri sendikaları; Matbaa ve kağıt sendikaları; Dolap ve fantezi sendikaları; İnşaat sendikaları; Metal sendikaları; ve Nakliye sendikaları, toplam 80 sendika. Merkez Komite kortejinde diğerlerinin yanı sıra aşağıdaki örgütler de yer aldı: Gaz işçileri ve Genel İşçiler Sendikası; At kılı ve elyaf işçileri sendikası; Birleştirilmiş elektrik operatörleri sendikası; Londra arabacılar sendikası; Birleştirilmiş operatif Tailort sendikası; Spitalfields pazarı hamallar sendikası; Uluslararası çizme yapımcıları topluluğu; Uluslararası garsonlar bölümü Sendikalar Federasyonu; Büyükşehir ve il piyano yapımcıları; Ulusal işçi sendikası ; Limancılar sendikası ; Fayton, otobüs ve minibüs sendikası ; İşçi birliği ; Şemsiye yapımcıları ve montajcıları sendikası ; Uluslararası Sopa ve Baston yapımcıları Derneği ; Değirmenciler ulusal sendikası; Ulusal işçi sendikası federasyonu ; Londra ve Güney İlçeleri işçi birliği ve Kent ve Suttex işçileri sendikası; Fotoğrafik dolap yapımcıları sendikası; Kadınlar sendikası; Matbaacılar, depocular ve kesiciler sendikası; Kömür hamalları sendikası ; Birleşik şapka yapımcıları derneği ; İbrani dolap yapımcıları derneği; Süslü kutu yapımcıları; Covent garden hamalları; Ev Boyacıları ve dekoratörleri sendikası; Tezgahtar yardımcıları sendikası; Bloomsbury sosyalist derneği ; Matbaa emekçileri sendikası; Taş ustaları ve duvarcılar ; Çekiççiler, makinistler, yardımcıları ve genel işçiler sendikası; Tramvay ve omnibüs çalışanları sendikası; South Norwood işçi sendikası; Tüm zanaat ve endüstrilerin ulusal federasyonu; Clickers sendikası; Fabian Derneği; Değirmen Testerecileri sendikası; Çalışan makinistler; Liman sendikası;; Fulham Şubesi çamaşırcıları ve genel işçiler sendikası; aşağıdaki kulüpler: Cobden, Acton, Stratford, Mildmay, Newinglon, Rolherhilhe, Spitalfields, East Finsbury, Central Finsbury, North Lambelh, Star Fulham, Patriotic, North Camberwell, Communistic, Holbom Gladstonian, Borough of Marylebone, Borough of Battersea, New road, Woolwich, Croydon, Bow and Bromley, Bermondsey, Gladstone, Borough of Shoreditch, Hackney, Deptford, Goldbourne, Peckham, South London and Battersea gösteri komitesi ve Sosyal Demokrat Federasyonun aşağıdaki şubeleri: Battersea, Wandsworth, Greenwich.

Ertesi yıl, 25 Ocak 1891’de, 1890 Merkez Komitesinin eski üyeleri tarafından bir delegeler toplantısı çağrısı yapıldı. Daha ileri örgütler 1 Mayıs’ı seçmek için çok mücadele etmelerine rağmen, Mayıs ayının 1. Pazar günü tekrar gösteri yapılmasına karar verildi. Ayrıca Londra Sendikalar Konseyi‘nin de Komiteye katılmaya davet edilmesine karar verildi. Bu başarıldı ve Gösteri Komitesi olarak bilinecek olan Merkez Komite’nin beş üyesi ile Londra Sendikalar Konseyi‘nin beş üyesinden oluşan bir komite atandı.

Bu on kişilik Komite, 3 Mart 1891 Pazar günü tek bir kortej, tek bir tribün, tek bir gösteri ve tek bir karar alınması için gerekli adımları attı ve çalıştı. Önümde bu Komitenin genelgesi var. Londra Sendikalar Konseyi‘ni temsilen George Shipton ve Gösteri Komitesi’ni temsilen Edward Aveling tarafından imzalanmıştır. Yani bu yıl, “ileri örgütler” kendileri ile daha geri örgütler arasında mutlu bir kaynaşma sağladılar. Bunu başarmakla kalmadılar, aynı zamanda 1890’da Londra Sendika Konseyi’nin aldığı yumuşak kararı değil, o yıl Merkez Komite’nin aldığı ve çok önemli bir kelime olan “yasayı” içeren daha sert kararı aldılar. Böylece 1891’deki büyük gösteri, Sendikaların basit bir eylemiyle değil ama parlamento eylemiyle sekiz saatlik iş gününün elde edilmesi gibi büyük bir ilkeyi yürekten desteklediğini ilan etti.

1892’de alınan ilk önlemler 1891’dekilerle aynıydı. Bir Gösteri Komitesi oluşturuldu ve bu komite yine Londra Sendikalar Konseyi‘nin işbirliğini aradı. Ne yazık ki, sonuncu organ o yıl her şeyin sorumluluğunu üstlenmeye ve tüm masrafları karşılamaya karar vermişti. Kısa bir süre sonra, ancak neredeyse çok geç, Gösteri Komitesini kendisine katılmaya davet etti, böylece hala sadece bir gösteri ve bir karar vardı:

“Bu toplantı, tüm işçiler için sekiz saatlik uluslararası bir iş gününün yeniden tesis edilmesinin sanayi nüfusunun tamamen özgürleşmesi yolunda atılacak en önemli adım olduğunu düşünerek, Hükümete acilen 8 saatlik iş gününe yasal yetki veren bir kararın Parlamento tarafından önceden onaylanması ve onaylatılması gerekliliğine işaret eder; Örgütlenme Komitesi bu talebi 2 Mayıs 1892’de bir heyetle Hükümete sunacaktır.”

1893 yılında, Londra Sendikalar Konseyi başlangıçta her şeyi organize etmek istemiş olsa da, bir önceki yıl verdiği büyük açık sonunda onu her şeyi Gösteri Komitesi ile ortaklaşa organize etmeye zorladı ve her zaman Mayıs ayının 1. Pazar günü yapılan gösteri sonuç olarak benzersiz oldu. O yıl ilk Pazar günü 1 Mayıs’a denk geliyordu ve çoğumuz bunun 1894 gösterisinin hafta içi bir gün olan 1 Mayıs’ta yapılmasına yardımcı olacağını umuyorduk. Ancak, ne yazık ki, İngiliz işçisinin muhafazakarlığını yine hesaba katmamıştık. Gösteri bir kez daha 6 Mayıs 1894 Pazar günü, 1891 ve 1893’te olduğu gibi aynı koşullar altında gerçekleşti. Bu yılki Komite yine Londra Sendikalar Konseyi‘nin beş üyesi ile “daha ileri” Gösteri Komitesi’nin beş üyesinden oluşuyordu ve her zamanki gibi en aktif rolü ikincisi üstlendi. Dahası, bu yıl Gösteri Komitesi, gösterilerin muazzam başarısı karşısında yasal sekiz saatlik işgünü sorununun gösteri alanından pratik politika alanına geçtiğini düşünerek, toplanan Komiteyi her zamanki sekiz saatlik önergeye genel oy hakkı lehine bir paragraf eklemeye ikna etmeye çalıştı. Birleşik Komite’de başarılı olamadılar, ancak kendi platformlarında aşağıdaki gibi ikinci bir karar aldılar: “İşçi sınıfının ekonomik ve sosyal kurtuluşunu ancak şu an için kapitalist sınıfın elindeki siyasi makineyi ele geçirerek başarabileceğini göz önünde bulundurarak; İngiltere’de on binlerce emekçi erkeğin ve tüm emekçi kadınların şu anda oy kullanamadığını ve siyasi eyleme katılamadığını göz önünde bulundurarak, bu kitlesel işçi toplantısı kendisini genel oy hakkı lehine ilan eder ve bunu elde etmek için tüm araçları kullanmayı taahhüt eder. “

Aynı yıl, 1894’te, Sosyal Demokrat Federasyon tarafından başlatılan bir başka önemli adım daha atıldı. Hafta içi bir gün olan 1 Mayıs’ta bir gösteri düzenlemekti. Önceki yıllarda bu yönde, çok dengeli olmasa da ikna olmuş bir sosyalist, “dava” uğruna hapse atılmış olan John Williams ve bir avuç anarşist tarafından bir ya da iki başarısız girişimde bulunulmuştu. Ancak bu girişimler alay konusu oldu. Yine de 1894’te Sosyal Demokrat Federasyon, büyük bir itibarla, 1 Mayıs’ta bir gösteri yapılmasını değerlendirmek üzere bir delegeler toplantısı düzenledi. İlk Pazar gösterisine karşı bir düşmanlık yoktu ve aslında 1 Mayıs gösterisine katılan herkes Pazar gösterisine de katıldı. Ancak kıtadaki işçilerin çoğunluğu tarafından seçilen tarihte en ileri olanları bir araya getirmenin zamanının geldiği hissedildi. Sonuç olarak, bir Salı günü olan 1 Mayıs 1894’te bir gösteri düzenlendi. Kuşkusuz bu büyük ve önemli bir gösteri değildi, ama bir başlangıçtı ve bazıları Mayıs gösteri hareketinin ilk yıllarında Sosyal Demokrat Federasyon işçilerinin yanımızda olmamasından üzüntü duysa da, yine de 1894’te İngiltere’deki ilk 1 Mayıs gösterisini örgütledikleri için onlara minnettar olmalıyız.

Geçen yıl, 1895’te, biri 7 Mayıs Pazar günü, diğeri 1 Mayıs Pazartesi günü olmak üzere ikinci kez iki gösteri yapıldı. Bu yıl, aralarında eşim Eleanor Marx Aveling ve benim de bulunduğum, başından beri hareketin içinde olan birkaç kişi, toplayabileceğimiz tüm enerjiyi ve etkiyi 1 Mayıs gösterisine aktarmanın zamanının geldiğini fark ettik. Pazar manifestolarının günü geçmişti. Gösteri Komitesinde ve “Uluslararası Sekiz Saatlik İşgünü Birliği”nde işçileri 1 Mayıs gösterisi için her türlü çabayı göstermeye ikna etmek için çok mücadele ettik. Tamamen başarılı olamadık ama bireysel olarak kendimizi 1 Mayıs gösterisine adamamız gerektiğini anladık. Doğal olarak, Pazar günkü gösteriye karşı bir düşmanlık yoktu ve ikimiz de söz aldık; ancak kendimizi Pazar Komitesi’nin değil, 1 Mayıs gösterisini organize eden Komite’nin hizmetine sunduk.

Şu anda (Ocak ayının sonunda) bu yıl ne olacağını tahmin etmek zor. Kuşkusuz 1 Mayıs’ta bir gösteri olacaktır. Sosyal Demokrat Federasyon şimdiden bunun üzerinde çalışıyor. Pazar günü başka bir gösteri olup olmayacağı belirsiz, ama olursa da başarısı daha da belirsiz. Bu şey artık eskimiştir, amacına fevkalade hizmet etmiştir; şimdi ileriye doğru yeni bir adım atılması gerekmektedir ve tüm işçi derneklerinin Sosyal Demokrat Federasyon‘un öncülüğünü izleyeceğini ve bu yıl hepsinin hafta gününden yana olacağını ummak gerekir (1).

Sonuç olarak, İşçi Sendikaları Kongrelerinde sekiz yasal saat hareketinin gelişimine ilişkin birkaç not tarihsel açıdan ilgi çekici olacaktır. İşçi Sendikaları Kongrelerinin İngiltere ve İrlanda’nın dört bir yanındaki İşçi Sendikalarından gelen delegelerden oluştuğu hatırlanacaktır. Dundee’de, 1889 yılında, “bu Kongre’nin Parlamento Komitesini şu önergeyi önermeye davet etmesi” için bir önerge sunuldu: “tüm meslekler için azami çalışma saatinin sekiz olması”.

Sonuçta 63’e karşı 88 oyla reddedildi. Kongre Başkanı, 1890 yılında Liverpool’da yaptığı konuşmada, sekiz saatlik bir yasadan yana olduğunu açıkça beyan etti. Parlamento Komitesi’nin raporu üzerine yapılan tartışmalarda en hararetli tartışma, Parlamento’daki Sendika Üyelerinin Sekiz Saat Yasası’nda ihmalleri olduğu iddiası üzerine yaşandı. Daha sonra aşağıdaki önerge sunuldu: “Kongre’nin görüşüne göre, tüm iş kollarında çalışma saatlerinin günde sekize ya da haftada en fazla kırk sekiz saate indirilmesi için adım atma zamanı gelmiştir; ve Kongre, işçi örgütlerinin gücünü ve etkisini kabul etmekle birlikte, tüm işçiler için bu indirimi sağlamanın en hızlı ve en iyi yönteminin yasal düzenleme olduğuna inanmaktadır. Bu nedenle Kongre, Parlamento Komitesini bu amacı gerçekleştirmek üzere derhal adım atmaya davet eder.”

Aşağıdaki değişiklik önerilmiştir: “Kongre’nin görüşüne göre, sekiz saatlik iş gününün, bu tür işlerde çalışan işçilere zarar vermeksizin, bunu isteyebilecek veya uygulanabilecek iş kollarında derhal güvence altına alınması son derece önemlidir; ayrıca, bu önemli sorunu, konumu gereği işçi haklarına karşı olan İmparatorluk Parlamentosu’na bırakmanın, bu çok gerekli reformu süresiz olarak ertelemekten başka bir işe yaramayacağını düşünmektedir.”

Değişiklik için yapılan oylamada: 473 lehte; 484 aleyhte oy çıktı. Asıl önerge oylamaya sunulduğunda oylama şu şekilde gerçekleşti: lehte, 493; aleyhte, 455. Çoğunluk, 38.

1891’de Newcastle’da aşağıdaki önerge sunuldu: “Kongre’nin görüşüne göre, Birleşik Krallık Hükümeti’nin tüm yabancı Hükümetlerle anlaşarak çalışma saatlerinin günde sekiz saate indirilmesi için çaba göstermesinin zamanı gelmiştir ve buna ek olarak, bu konuda uluslararası bir konferans toplanması çağrısında bulunur”.

Aşağıdaki değişiklik önergesine karşı çıkılmıştır: “Kongre’nin görüşüne göre, doğal koşulların geçim araçlarını temin etmek için daha az elverişli olduğu bölge ve merkezlerdeki işçilere ciddi bir zarar vermeksizin, çalışma saatlerinin uluslararası tekdüzeliğini sağlamak imkansızdır. Bu nedenle, sekiz saatlik evrensel bir işgünü oluşturulması yönündeki bu çağrıyı onaylayamaz.”

Değişikliğe ilişkin oylama şu şekilde gerçekleşti: lehte, 436; aleyhte, 302. Karşı oyların çoğunluğu: 166. Asıl önergenin oylanmasına sıra geldiğinde, önergenin başına şu ifadenin eklenmesi önerildi: “Kongre, geçen yılki Kongrenin yasal sekiz saatlik iş gününe ilişkin kararını yeniden teyit eder.

Yapılan oylamada bu ekleme 232’ye karşı 163 oyla kabul edildi. Çoğunluk, 69 farkla gerçekleşti. Daha sonra, aynı toplantıda, sırasıyla zorunlu bir yasa ve sekiz saat çalışmaya izin veren bir yasa isteyen iki grup delegenin gücü ölçüldü. “Zorunlu” önerge şu şekilde ifade edilmişti: “Çalışma saatlerine ilişkin mevzuatın, bir işkolunda veya meslekte sendikalı üyelerin çoğunluğunun oylamayla karşı çıkması durumu hariç, tüm işkolları ve meslekler için zorunlu olması. “Yetkilendirme” önergesi şöyleydi: ” Kongrenin görüşüne göre, çalışma saatlerinin azaltılmasına yönelik herhangi bir yasa bir yetkilendirme niteliği taşıyacak ve bir zanaatın örgütlü üyelerinin en az üçte ikisinin onayı olmadan yürürlüğe girmeyecektir.”

Oylama sonucu: “zorunlu” önergenin lehinde 285; aleyhinde 183 oy çıktı. Çoğunluk, 102 farkla elde edildi. Yasal sekiz saatlik iş gününü, işkollarının çoğunluğu karşı çıkmadığı sürece, her işkolu için zorunlu hale getiren bu önemli önerge nihayet oylamaya sunulduğunda, oylama şu şekilde sonuçlandı: 344 lehte; 73 aleyhte. Çoğunluk, 208 farkla gerçekleşti.

1892’de Glasgow’da “yetkililer” bir başka girişimde daha bulundular. Bu öneri şöyleydi: “Kongre, sendikalı işçilerin çoğunluğunun sekiz saatlik işgünü ya da haftada kırk sekiz saatlik çalışma süresine sahip olmak istediği herhangi bir iş ya da meslekte çalışan işçilerin bu avantajı yasama yoluyla elde edebilecekleri zamanın geldiğine inanır ve Parlamento Komitesi’ni Parlamento’da bu yönde bir yasa tasarısı sunmaya ve desteklemeye davet eder.”

Bu önergeye lehte oy kullananlar tarafından aşağıdaki değişiklik önergesi verilmiştir: “Parlamento Komitesinin tüm iş kollarında ve mesleklerde çalışma saatlerini günde sekiz ya da haftada kırk sekiz saatle sınırlayan bir yasa çıkarması ve bu yasanın, bir iş kolunun ya da mesleğin sendikalı üyelerinin oy pusulasıyla protesto ederek o iş kolunu ya da mesleği bu yasanın etkilerinden muaf tutmasına izin veren bir madde içermesini talep eder.” Oylama: değişiklik lehine 205; aleyhine 155. Çoğunluk: 50.

1893’te Belfast’ta da aynı önerge verildi ve 18’e karşı 97 oyla kabul edildi; çoğunluk 79.

1894’te Norwich’te sadece fırıncıları ilgilendiren bir önerge verildi ve hemen oybirliğiyle kabul edildi: “Kongre, Parlamento Komitesini Avam Kamarasında fırınlardaki çalışma saatlerini günde sekiz veya haftada kırk sekiz saatle sınırlayan bir yasa tasarısı sunmaya davet eder”.

Ancak lehte görüş bildirenler, genel prensibin yeni bir teyidi olmadan tatmin olamadılar ve “ve diğer ticaret ve meslekler” kelimelerinin eklenmesini önerdiler. Yapılan oylamada bu kelimelerin eklenmesi 256 kabul, 5 ret oyu ile çoğunluk 251 olarak belirlendi.

Son olarak, 1895’te Cardiff’te şu önerge verildi: “Birleşik Krallık’taki tüm iş kolları ve meslekler için çalışma saatlerinin günde sekiz saatle sınırlandırılmasının zamanı gelmiştir ve Parlamento Komitesi’nden bu önergeye uygun olarak, Parlamento’da kabul edilerek bir Ülke Yasası haline gelmesi amacıyla bir Yasa taslağı hazırlaması istenmelidir.” Genel grev tavsiyesinin eklenmesi önerisi ise kimse tarafından desteklenmedi. Orijinal önerge önce el kaldırılarak oylandı. Kabul edenler 182, karşı çıkanlar 50. Bazı karışıklıklar oldu, bu nedenle tam sayıları veremiyorum. Oylamanın her bir delegenin temsil ettiği işçi sayısına göre yapılması gerektiği yönündeki bir şikayet üzerine oylama yapıldı; günde sekiz saatin kanunla belirlenmesi ve işçilerin bundan kaçınmasının söz konusu olmaması (bu önergede, bir iş kolunun çoğunluk oyuyla kanundan kaçınma olasılığı hakkında hiçbir şey olmadığına dikkat edin) – 625.000’e karşı 222.000. Lehte çoğunluk 403,000.

Sendikalar Kongresi’ndeki önergeler ve oylamalarla ilgili yukarıdaki notlar, sanırım bu makalenin başında söylediklerimi, yani İngiliz işçilerin ileri bir fikri kavramakta yavaş olduklarını, ilk başta ona her zaman karşı çıktıklarını, ancak gerçekten güçlü ise, zamanla onu nasıl kavrayacaklarını, ona nasıl bağlanacaklarını ve onu nasıl ileri süreceklerini bildiklerini doğrulamaktadır. Ve onları nispeten ikincil konularda, sekiz saatlik yasal iş günü gibi geçici önlemlerde, geçmişin fabrika eylemlerinde, bugünün ve geleceğin çocukları için mücadelede birleştiren şey, onları birleştirir ve sosyalizme dönüşümlerinde onları güçlü bir şekilde birleştirecektir. Şimdilik, son İşçi Sendikaları Kongrelerinde İşçi Sendikaları önergelerinin kabul edilmiş olmasına rağmen, İngiliz işçilerinin büyük kitlesi Sosyalizme karşı en iyi ihtimalle kayıtsızdır. Aralarında en yetenekli olanların birçoğu kesinlikle düşmanca davranmaktadır. Ve muhtemelen geçen yıl Cardiff’te ve daha önceki yıllarda başka yerlerde kolektivist önergeleri oylayanların çok büyük bir kısmı, bunların ne anlama geldiği hakkında sadece en belirsiz fikirlere sahip. Yine de İngiltere’de sosyalist bir hareketin başlangıcına sahibiz ve bunun için Sosyal Demokrat Federasyon‘un programına ve ekonomik öğretisine çok teşekkür etmeliyiz. Ancak biraz daha uzun bir süre sonra, Sosyalizmin bilimsel öğretisi ve sınıf mücadelesinin net algısı İngiliz işçilerini etkisi altına alacaktır. Ve kendilerini bu ilkelere bağladıklarında, kararlılıkları ve enerjileri onları bir kez daha büyük mücadelede en değerli müttefikler, proletaryanın büyük ordusundaki en iyi ve en güçlü savaşçılar haline getirecektir. Bunun bir hayal olmadığını ve gerçekleşme zamanının pek çok kişinin düşündüğünden çok daha yakın olduğunu, İngiltere’deki Sekiz Saat Yasası hareketinin bu kısa tarihi ve altı yıl içinde atılan harika adımlar güçlü ve rahatlatıcı bir şekilde kanıtlamaktadır.

Edward Aveling.

31 Ocak 1896.

(1) Bu kanıtları düzeltirken (30 Nisan), bu yıl Londra’da şimdiye kadar yapılmış en büyük gösteriyi yapacağımızı da ekleyebilirim. Mayıs ayının ilk Pazar günü gösteri yapılmayacak ve Londra Sendikalar Konseyi, Uluslararası Sosyalist İşçi Kongresi’nin açılış günü olan 26 Temmuz Pazar günü Hyde Park’ta evrensel barış lehine dev bir miting hazırlamaya karar verdi.

Kaynak: Histoire des manifestations de May Day pour la journée légale de huit heures en Angleterre

You may also read!

Gazze’de savaş, Ukrayna’da savaş, ” savaş ekonomisi “… Kapitalizm savaştır, kapitalizme karşı savaş!

Başlamasından 5 ay sonra, İsrail ordusunun Gazze’de yürüttüğü savaş, UNICEF’e göre %70’i kadın ve çocuk olmak üzere, çoğunluğu silahsız

Read More...

Dublin’de İşçi Bayramı Konuşmasından (James Connolly, 1915)

Bay James Connolly, bazı insanların şüphelerine, korkularına ve imalarına rağmen bu yıl muhteşem bir katılım olduğunu söyledi. O gün

Read More...

Karl Liebknecht’in 1 Mayıs 1916 Konuşması

Potsdamerplatz, Berlin’de 1 Mayıs 1916 tarihinde gerçekleştirilmiştir. (Gösteride hazır bulunan bir kişinin raporu) BERLİN, 1 Mayıs. Sabahın çok erken

Read More...

Mobile Sliding Menu